Önceki canlandırılamaz, maddeleştirilemez, önceki sadece bir anı ve olduğumuz şeyin sonucudur. Sonraki bir yanılsamadır, sadece zihinsel bir somutlaştırma sürecidir, sonraki yoktur.
Sadece Şimdi vardır. Yine de öncesi için üzgünüz ve sonrası için kaygılıyız;
Hiçbir zaman var olamayacak şeyler için acı çekeriz, ister önce ister sonra olsun; biri asla geri gelmeyecek olması nedeniyle, diğeri ise var olmaması, hatta anılarda bile olmaması ve çok daha az somutlaşmış olması nedeniyle, tabii ki odanızda geleceğe seyahat etmek için saklı bir makineniz yoksa; yoksa var olmaz mı? O zaman var olmaz.
Neden öncesi ve sonrası için acı çekiyoruz? Çünkü şimdide yaşamıyoruz.
Hiç kimse kendini zeki olarak kabul edemez veya en azından akıl yürütme yeteneğine sahip olamaz, eğer şimdide gerektiği gibi yaşamazsak, tüm gücümüzü, fiziksel, ruhsal ve duygusal enerjimizi Bugün'e kanalize etmezsek. Günün sonunda, ırksal zekamız sadece bir itiraf yürüyüşüdür (bir tavus kuşu, gurur - kibir), sıradan bir yer. Cehaletten bıktık.
Zaman, yüzyılın kelepçemizdir, aylar ve günler, saatler ve dakikalarla işaretlenmiş zincirler gibi bileklerimizdedir, sonuçta "zamanı boşa harcamamak" akıllı olanın büyük fikridir, "zaman altındır" olmak istediğimiz zalimin çığlığıdır, hiçbir şeye zamanımız yok çünkü SONRA'mızı inşa ediyoruz ve ya ÖNCE'mizi düzeltiyoruz, her şeyi ŞİMDİ hesabına koymak.
Bugün tam da şimdi değilse, hiç kimse bugünü hafife alarak yaşamaz.
Yarın için neden acı çekiyoruz? Çünkü onu sonsuz vaatler, ödenecek borçlar, gerçekleştirilecek hayaller, söz verdiğimiz gelecek sözleri, başarmak istediğimiz hedefler üzerine kuruyoruz, tüm bunları SONRA'da gerçekleşmesi için zorluyoruz, bu SONRA, bu SONRA diye bir şey olmasa da, yaratılışçılıkta oynayan sahte bir tanrı gibi yaratıyoruz, endişeler ve kaygılar üreten sarsak zihniyetimizle bu SONRA'yı inşa ediyoruz.
Şimdi Sonrası yalnızca bizim yaratımlarımızda mevcuttur ve her gün, bir gün gelecek olan geleceğe dair vaatlerle yüklü ağır bir Şimdi yaratır.
Kaygı, hayal gücümüzde var olan ama SONRA'nın var olmadığı ŞİMDİ'de SONRA'yı yaşamak istememizden kaynaklanan bir ızdıraptır.
Şimdi,
Fabiano Moreno